Önyargılarla veya eksik bilgilerle tartışılınca konunun hemen hamasete dönüşmesi hiç şaşırtıcı değil...ama özellikle teknik konular söz konusu olunca, hamasete de pek yer kalmıyor doğrusu...
Otomotiv teknolojileri son yıllarda çok hızla ilerledi. Ama tüm güvenlik veya teknik buluşları belli markalara maletmek çok doğru değil (hatta hiç doğru değil
) Günümüzde otomotiv veya daha geniş anlamda tüketici ürünlerindeki gelişmeler bildiğimiz/bilmediğimiz, farkında olduğumuz/olmadığımız irili ufaklı birçok şirketin/yazılım firmasının/tedarikçinin vs. katkılarıyla oluşuyor. Dolayısı ile global rekabetin ve araştırma geliştirmenin sonucu olarak, nihani tüketiciler bu gelişmelerden yararlanıyor. Ve maalesef henüz ülke olarak bu piyasaya katkı sunamadığımız içindir ki, bu teknolojileri son derece pahalı kullanıyoruz. Kısacası, şunu şu marka buldu, bunu bu marka keşfetti mottosu geçerli değildir.
Bu girişi neden yaptım?
Çünkü tartışma konusu olan ESP henüz çok yeni bir teknolojidir ve sanılanın aksine bunu Mercedes keşfetmemiştir. Mercedes sadece, farklı markaların farklı isimler altında üzerinde çalıştığı bu sistemi Elektronisches Stabilitätsprogramm (İngilizcesi Electronic Stability Programme-ESP/ Türkçesi Elektronik Denge Programı) olarak tescil ettirmiş ve ilk defa S 600 Coupé aracında kullanmıştır. Ama bu sistemi Mercedes buldu demek değildir.
ESP'nin öncüsü aslında çekiş kontrol sistemleri (traction control system) dir. Bunu da ilk olarak üç global firma tanıtmıştır. Bunlar Mercedes, BMW ve Toyota'dır. ESP sistemine geçişte ise Mitsubishi, General Motors, Ford, Volvo gibi uluslararası otomotiv devlerinin katkıları vardır.
Kıcasa demem o ki, bu tür teknolojiler hemen dünden bugüne keşfedilen ve doğrudan araçlara monte edilen sistemler değildir. Süreç içerisinde birçok değişim/gelişim göstererek farklı isimler altında ortaya çıkmışlardır.
Konuları önyargılardan arındırarak tartışırsak, hepimiz için daha yararlı bilgilere ulaşırız diye düşünüyorum.