Eyvah, eyvah!!

Kavanca

Hümanist
Katılım
3 Mar 2013
Mesajlar
4,699
Tepki Puanı
784
Puanları
113
Konum
İstanbul
Araç
98 E 320/2000 E 320/2003 E 320/2006 CLS 350/2005 S 350/2001 E 320
Arababamda çekiş düşüklüğü yaşadığım için sanayide her zaman bakımını yaptırdığım ustama götürdüm. motoru inceledikten sonra subap ayarı yapılması gerektiğini, o gün elinde yetişmesi gerektiği işler nedeniyle aracımı sabah getirmemi söyledi.

ertesi sabah mesaiye gideceğimi (çalıştığım yer 20 km uzaklı) arabayı ancak iş çıkışı 8 de getirebileceğimi söyleyince, usta bana "bırak o zaman araç bu akşam dükkanda kalsın, yarın iş çıkışı gelene kadar hazır olur öyle alırsın" dedi. aracı o akşamüstü sanayiye bıraktım.

ertesi gün öğleden sonra ustayı arayıp arabanın durumunu sorduğumda ufak bir kaza olduğunu, mesai bitimine kalmadan gelmem gerektiğini söyledi. işten erken çıkıp sanayiye gittiğimde benim aracın ön kısmının ağır hasarlı olduğunu gördüm.

ustanın yanında çalışan 16 yaşındaki oğlu gece içip saat 3'te benim arabayı alıp trafiğe çıkıyor ve kırmızı ışıkta beklemekte olan bir araca arkadan sağlam vuruyor. vurduğu aracın sahibi de uzaktan tanıdığım biri.

ustaya sordum ne olacak şimdi diye. dedi ki "büyük oğlanı 1 ay sonra evlendiriyorum, masrafım çok, senin arabanı yavaş yavaş yaptırırım, maddi durumum iyi olsaydı hemen yaptırırdım ama bana bir kaç ay zaman ver." diğer araç ne olacak diye sorduğumda "onu da kazayı yapan benim piç düşünsün" dedi.

diğer aracın sahibine gittiğimde onun da aracının arka tarafının koltuklara kadar gömülü olduğunu gördüm. beni görünce sevindi "ben de seni arıyordum" dedi. kendisine vuran aracın bana ait olduğunu kazadan sonra anladığını, beni beklediğini, o yüzden avukatına dava açtırmadığını, tek derdinin bir an önce zararının karşılanarak arabasının tamir edilmesini istediğini söyledi. kaza tutanağını tutan polislere göre de benim araçla vuran çocuk 8 de 8 suçluymuş ve alkollüymüş.

bu konuşmayı ustaya telefon edip anlattığımda, oğlunu evlatlıktan reddettiğini, dükkandan kovduğunu, sadece benim arabanın tamiri konusunda yardımcı olabileceğini, hurdacılardan benim parçaları araştırıp çıkma olarak takabileceğini söyledi.

oradan avukat olan enişteme giderek olayları anlattım. bana ruhsat sahibi olduğum için birinci derece suçlunun ben olduğumu, karşı tarafın avukatının davayı kazandıktan sonra zararının tazmini için ister benden, ister kaza yapan çocuktan talep etme hakkı olduğunu, görünen duruma göre kaza yapan çocuğun mal varlığı ve düzenli bir geliri olmaması nedeniyle zararın benim tarafımdan ödenmesinin isteneceğini, ben bütün ödemeyi yaptıktan sonra kaza yapan çocuğa rücu davası açacağımı, eğer bir gün malı mülkü yada düzenli bir geliri olursa ödediğim parayı ondan talep edeceğimi söyledi.

sonuçta karşı taraf dava açtı ve mahkemeye ben de davalı olarak çıktım. durumu aynen anlattım. hakim bana aracı kazadan önce bıraktığıma dair belge olup olmadığını sordu. ben de yok dedim. sonraki duruşmaya dükkan sahibini çağırdı. ona aracı akşamüstü sen mi teslim aldın dedi. usta teslim almadığını, kaza günü aracı hiç görmediğini, benim barda oğluyla içtiğimi, bar çıkışı oğluna aracın anahtarlarını vererek "al arabayı sabah dükkana götür baban tamir etsin" diyerek kendim verdiğimi falan söyledi. o gün ilk defa duruşmaya gelen oğlu da aynı şeyleri söyledi. hakim bana aracı dediğim gibi akşamüstü dükkana bıraktığıma dair dükkanın yakınındaki işyerlerinden şahit bulursam dinletmek için sonraki duruşmaya getirebileceğimi söyleyip davayı ileri tarihe erteledi.

aracı teslim ettiğim gün bize çay getiren çaycıdan tut, yan dükkanlardaki tanıdık o kadar esnafın şahitlik yapmaları teklifime bir tanesinin bile olumlu yanıt vermemesi beni çok üzdü. sonuçta davayı kaybettim.

dava sürecinde arabamı dörtte bir fiyatına kaportacıya sattım. aldığım parayı da karşı tarafın masrafları için ödedim. yani kısacası arada benim araba kaynadı gitti.

avukatım olan eniştem "dua et bir insana vurup öldürmemiş, eğer ailesine çalışarak bakmakta olan birine çarparak öldürseydi o zaman çok daha ağır bedeller öderdin" dedi.

başka bir olayda da tanıdığım biri, en yakın arkadaşına gelin arabası olarak kullanılması için aracını vermişti. düğün alayı giderken aracın önüne bir çocuk atlıyor, amacı içine para konan zarf almak ve kaza oluyor. çocuğu hemen hastaneye yetiştiriyorlar ama ertesi gün çocuk ölüyor. bu aracın sahibi de yargılandı. ayrıca ölen çocuğun ailesi batmanlı olduğu için bazı aracılık yapan kişiler şikayetin geri alınması için kan parası talep ettiler ve biraz da tehdit ettiler. kazayı yapan sürücünün maddi imkanları yeterli olmadığı için kan parasını da araç sahibi olan tanıdığım ödemek durumunda kaldı.

birisi sizden aracınızı istediği zaman, ne yapacağınızı şimdi bir daha düşünün.
Paylaşın dostlarınız mağdur olmasın..
 

Hataylı

Forum Sponsoru
Katılım
15 Ocak 2020
Mesajlar
1,188
Tepki Puanı
922
Puanları
113
Konum
Hatay Karabük
Araç
W204 220
Arabamı vale ve yıkamaya bile önceden tanıdığım ve evimde ağırlayacağım misafirim olacak kadar güvenmezsem asla anahtar teslim etmem. Acil durum mu oldu taksi çağırır tüm masrafını karşılarım ancak anahtar vermem. Araba insanın evi gibi özel yaşam alanıdır benim için.
 

wenterossa

Emektar Üye
Katılım
22 Mar 2012
Mesajlar
785
Tepki Puanı
12
Puanları
18
Konum
İSTANBUL
Araç
HONDA CR-V
gerçekten çok riskli bir durum. Allah korusun. ben de hiç sevmem arabayı birine vermeyi. valeye bile kolay kolay teslim etmem. öyle yerlere pek gitmiyorum.
 

hede

Tecrübeli Üye
Katılım
7 Ara 2017
Mesajlar
236
Tepki Puanı
185
Puanları
43
Konum
İstanbul
Araç
E 250 Coupe
Bu babadan oğula nesil arkadaşların uydurduğu senaryodaki bar hangi barmış buyursunlar madem onu da belirtsinler bir zahmet. Kaldı ki siz o tarih ve saat itibarıyla farklı bir lokasyonda olduğunuzu ispatlayamıyor musunuz? Sırf buradan bile yalan beyan olduğu anlaşılabilir.

Benim anlamadığım asıl konu ise bu adamlar haysiyet sınırını zorlarken hiç mi düşman kazanırım diye düşünmüyor, neyine güveniyor? Sonuç olarak birine böylesine büyük bir kazık attıktan sonra o dükkanda başına her türlü şeyin gelebilme ihtimali var, özellikle barut fıçısı gibi bir toplumda.
 

M&M

Forum Sponsoru
Katılım
7 Eyl 2020
Mesajlar
3,228
Tepki Puanı
2,298
Puanları
113
Yaş
41
Konum
Ankara
İsim
Mehmet
Araç
W204 2012 FL C180 KOMPRESSÖR
Hocam bir an senin başına geldi zannedip çok üzüldüm,neler var yahu kime güveneceksek.Bende aracı veriyorum servis gelip alıp götürüyor ben iş çıkışı felan alıyorum.
Aklıma gelmişken ben de Ankara Ulus'da aracı park etmem gerekti Anafartalarda bir park var oraya girdim,adam geldi abi anahtarı sileceğin üstüne bırak dedi şakamı yapıyorsun dedim gayet ciddi bir şekilde yooo dedi,etrafına bir bak dedi gerçekten bir baktım herkes bırakmış hurdadan premium araca kadar hepsi bırakmış.Benim de zaten bir anahtar olduğu için güvenemeyip başka parka çektim.:)
 

mehmet sumer

Emektar Üye
Katılım
29 Ağu 2012
Mesajlar
11,216
Tepki Puanı
399
Puanları
83
Konum
Akçakoca
Araç
W 211
Arababamda çekiş düşüklüğü yaşadığım için sanayide her zaman bakımını yaptırdığım ustama götürdüm. motoru inceledikten sonra subap ayarı yapılması gerektiğini, o gün elinde yetişmesi gerektiği işler nedeniyle aracımı sabah getirmemi söyledi.

ertesi sabah mesaiye gideceğimi (çalıştığım yer 20 km uzaklı) arabayı ancak iş çıkışı 8 de getirebileceğimi söyleyince, usta bana "bırak o zaman araç bu akşam dükkanda kalsın, yarın iş çıkışı gelene kadar hazır olur öyle alırsın" dedi. aracı o akşamüstü sanayiye bıraktım.

ertesi gün öğleden sonra ustayı arayıp arabanın durumunu sorduğumda ufak bir kaza olduğunu, mesai bitimine kalmadan gelmem gerektiğini söyledi. işten erken çıkıp sanayiye gittiğimde benim aracın ön kısmının ağır hasarlı olduğunu gördüm.

ustanın yanında çalışan 16 yaşındaki oğlu gece içip saat 3'te benim arabayı alıp trafiğe çıkıyor ve kırmızı ışıkta beklemekte olan bir araca arkadan sağlam vuruyor. vurduğu aracın sahibi de uzaktan tanıdığım biri.

ustaya sordum ne olacak şimdi diye. dedi ki "büyük oğlanı 1 ay sonra evlendiriyorum, masrafım çok, senin arabanı yavaş yavaş yaptırırım, maddi durumum iyi olsaydı hemen yaptırırdım ama bana bir kaç ay zaman ver." diğer araç ne olacak diye sorduğumda "onu da kazayı yapan benim piç düşünsün" dedi.

diğer aracın sahibine gittiğimde onun da aracının arka tarafının koltuklara kadar gömülü olduğunu gördüm. beni görünce sevindi "ben de seni arıyordum" dedi. kendisine vuran aracın bana ait olduğunu kazadan sonra anladığını, beni beklediğini, o yüzden avukatına dava açtırmadığını, tek derdinin bir an önce zararının karşılanarak arabasının tamir edilmesini istediğini söyledi. kaza tutanağını tutan polislere göre de benim araçla vuran çocuk 8 de 8 suçluymuş ve alkollüymüş.

bu konuşmayı ustaya telefon edip anlattığımda, oğlunu evlatlıktan reddettiğini, dükkandan kovduğunu, sadece benim arabanın tamiri konusunda yardımcı olabileceğini, hurdacılardan benim parçaları araştırıp çıkma olarak takabileceğini söyledi.

oradan avukat olan enişteme giderek olayları anlattım. bana ruhsat sahibi olduğum için birinci derece suçlunun ben olduğumu, karşı tarafın avukatının davayı kazandıktan sonra zararının tazmini için ister benden, ister kaza yapan çocuktan talep etme hakkı olduğunu, görünen duruma göre kaza yapan çocuğun mal varlığı ve düzenli bir geliri olmaması nedeniyle zararın benim tarafımdan ödenmesinin isteneceğini, ben bütün ödemeyi yaptıktan sonra kaza yapan çocuğa rücu davası açacağımı, eğer bir gün malı mülkü yada düzenli bir geliri olursa ödediğim parayı ondan talep edeceğimi söyledi.

sonuçta karşı taraf dava açtı ve mahkemeye ben de davalı olarak çıktım. durumu aynen anlattım. hakim bana aracı kazadan önce bıraktığıma dair belge olup olmadığını sordu. ben de yok dedim. sonraki duruşmaya dükkan sahibini çağırdı. ona aracı akşamüstü sen mi teslim aldın dedi. usta teslim almadığını, kaza günü aracı hiç görmediğini, benim barda oğluyla içtiğimi, bar çıkışı oğluna aracın anahtarlarını vererek "al arabayı sabah dükkana götür baban tamir etsin" diyerek kendim verdiğimi falan söyledi. o gün ilk defa duruşmaya gelen oğlu da aynı şeyleri söyledi. hakim bana aracı dediğim gibi akşamüstü dükkana bıraktığıma dair dükkanın yakınındaki işyerlerinden şahit bulursam dinletmek için sonraki duruşmaya getirebileceğimi söyleyip davayı ileri tarihe erteledi.

aracı teslim ettiğim gün bize çay getiren çaycıdan tut, yan dükkanlardaki tanıdık o kadar esnafın şahitlik yapmaları teklifime bir tanesinin bile olumlu yanıt vermemesi beni çok üzdü. sonuçta davayı kaybettim.

dava sürecinde arabamı dörtte bir fiyatına kaportacıya sattım. aldığım parayı da karşı tarafın masrafları için ödedim. yani kısacası arada benim araba kaynadı gitti.

avukatım olan eniştem "dua et bir insana vurup öldürmemiş, eğer ailesine çalışarak bakmakta olan birine çarparak öldürseydi o zaman çok daha ağır bedeller öderdin" dedi.

başka bir olayda da tanıdığım biri, en yakın arkadaşına gelin arabası olarak kullanılması için aracını vermişti. düğün alayı giderken aracın önüne bir çocuk atlıyor, amacı içine para konan zarf almak ve kaza oluyor. çocuğu hemen hastaneye yetiştiriyorlar ama ertesi gün çocuk ölüyor. bu aracın sahibi de yargılandı. ayrıca ölen çocuğun ailesi batmanlı olduğu için bazı aracılık yapan kişiler şikayetin geri alınması için kan parası talep ettiler ve biraz da tehdit ettiler. kazayı yapan sürücünün maddi imkanları yeterli olmadığı için kan parasını da araç sahibi olan tanıdığım ödemek durumunda kaldı.

birisi sizden aracınızı istediği zaman, ne yapacağınızı şimdi bir daha düşünün.
Paylaşın dostlarınız mağdur olmasın..
Yazdıklarınızı okurken nefesim daraldı Alaattin bey, böyle bir talihsizlik sonrası insan travma yaşar.
At, Avrat ve silah ; bunların emaneti olmaz, bize böyle öğrettiler.
Böylesine hassas bir konunun farkındalığı için çok etkileyici bir paylaşım olmuş, gerçek olduğunu düşünmek bile istemiyorum. Selamlar
 

TSuNaMi

Tecrübeli Üye
Katılım
29 May 2018
Mesajlar
339
Tepki Puanı
90
Puanları
28
Yaş
38
Konum
BARTIN
Araç
VOLKSWAGEN PASSAT
tüylerim diken diken..
 

Hakan3414

Forum Sponsoru
Katılım
24 Haz 2015
Mesajlar
1,381
Tepki Puanı
73
Puanları
48
Konum
Istanbul
Araç
W211 E320
Abi Korkuttun akşam akşam hayır olsun dedim senin böyle ustaların da olmaz ama ne oluyor dedim ortalarına gelince çaktım davayı daha önce benzer bir olayı okumuş dum bende. Kolay kolay kimseye vermem bende aracımı. Gerekirse uzağa park ederim yürürüm ama anahtar yine bende dir. En son birader in düğün arabası olmuş dum. Akıllarınca anahtarı alacaklar dedim aracımı veremem sistem böyle diyor lar. Sen sisteminle devam et birşey olursa çağır beni ben bakarım arabama ;)
 

hcaktuna

Üye
Katılım
24 Eki 2021
Mesajlar
40
Tepki Puanı
28
Puanları
18
Yaş
36
Konum
Rize
Araç
C180 FL 1.6CGI
Civarda kamera falan da mı yoktu kanıt olarak göstermek için. Çok geçmiş olsun.
 

Kavanca

Hümanist
Katılım
3 Mar 2013
Mesajlar
4,699
Tepki Puanı
784
Puanları
113
Konum
İstanbul
Araç
98 E 320/2000 E 320/2003 E 320/2006 CLS 350/2005 S 350/2001 E 320
Selam herkese. Hadise benimle ilgili değil! (Hafazan Allah). Forum paydaşları bilgilensin/haberdar olsun diye anonim bir konuyu paylaşmıştım. Ama yine de bilmediğiniz, fazla tanımadığınız yerlere/ustalara araç bırakılmazsa, başımız derde girmez (kimsenin girmesin inşallah) diye düşünüyorum. Tarkan dostum belki duymuştur: Geçmiş yıllarda, Bostancı sanayide, dükkanın önünde duran ve anahtarı üzerinde olan aracı çalmışlardı!
 

mehmet sumer

Emektar Üye
Katılım
29 Ağu 2012
Mesajlar
11,216
Tepki Puanı
399
Puanları
83
Konum
Akçakoca
Araç
W 211
Selam herkese. Hadise benimle ilgili değil! (Hafazan Allah). Forum paydaşları bilgilensin/haberdar olsun diye anonim bir konuyu paylaşmıştım. Ama yine de bilmediğiniz, fazla tanımadığınız yerlere/ustalara araç bırakılmazsa, başımız derde girmez (kimsenin girmesin inşallah) diye düşünüyorum. Tarkan dostum belki duymuştur: Geçmiş yıllarda, Bostancı sanayide, dükkanın önünde duran ve anahtarı üzerinde olan aracı çalmışlardı!
Aracınızı nereye bırakırsanız bırakın; başında durmadığınız süre içerisinde bilginiz ve olurunuz dışında aracınız her an bıraktığınız yerin dışında farklı yerlere götürülebiliyor. Buna yetkili Mercedes servisleri dahil, kendi bünyelerinde yapamadıkları işleri dışarıda sanayi de farklı ustalara götürüp yaptırıp kendileri yapmış gibi fatura düzenleyip araç sahibine yansıtıyorlar. Örnek ; Döşeme tamirleri, cam montajları, kilit yenilemeleri ,yakıt deposu gibi. Piyasa şartlarında tek fark araç teslim tutanağı düzenlemiş olmaları ki bu da giden aracınızı tamamen yerine koyamayacak şartlar altında düzenlenen bir belgedir.
Aracınızı hiç kimseye emanet etmeyin, rutin bakımlarda dahi başında durup neyin değişip değişmediğini, nasıl değiştiğini kendi gözleriniz ile görüp emin olun. Sahtekarlık malesef diz boyu değil artık arşa ulaştı.
 

mustafa03

Forum Sponsoru
Katılım
3 Ara 2019
Mesajlar
495
Tepki Puanı
33
Puanları
28
Yaş
40
Konum
AFYON
Araç
Mercedes w210 E200 komp
GGeçmiş olsun abi. Kötü bi talihsizlik. Bizde dikkat edelim arabayi kime birakip birakmayacagimiz hususunda. Allah korusun ölümlu bi kaza olsa araba sahibine de sıkıntı çıkar belki
 

Aşkın

VIP Üye
Katılım
17 Eyl 2012
Mesajlar
1,330
Tepki Puanı
565
Puanları
113
Yaş
55
Konum
Ankara
Araç
C180CGI, CLK200K, VolvoV40CCT4
Arababamda çekiş düşüklüğü yaşadığım için sanayide her zaman bakımını yaptırdığım ustama götürdüm. motoru inceledikten sonra subap ayarı yapılması gerektiğini, o gün elinde yetişmesi gerektiği işler nedeniyle aracımı sabah getirmemi söyledi.

ertesi sabah mesaiye gideceğimi (çalıştığım yer 20 km uzaklı) arabayı ancak iş çıkışı 8 de getirebileceğimi söyleyince, usta bana "bırak o zaman araç bu akşam dükkanda kalsın, yarın iş çıkışı gelene kadar hazır olur öyle alırsın" dedi. aracı o akşamüstü sanayiye bıraktım.

ertesi gün öğleden sonra ustayı arayıp arabanın durumunu sorduğumda ufak bir kaza olduğunu, mesai bitimine kalmadan gelmem gerektiğini söyledi. işten erken çıkıp sanayiye gittiğimde benim aracın ön kısmının ağır hasarlı olduğunu gördüm.

ustanın yanında çalışan 16 yaşındaki oğlu gece içip saat 3'te benim arabayı alıp trafiğe çıkıyor ve kırmızı ışıkta beklemekte olan bir araca arkadan sağlam vuruyor. vurduğu aracın sahibi de uzaktan tanıdığım biri.

ustaya sordum ne olacak şimdi diye. dedi ki "büyük oğlanı 1 ay sonra evlendiriyorum, masrafım çok, senin arabanı yavaş yavaş yaptırırım, maddi durumum iyi olsaydı hemen yaptırırdım ama bana bir kaç ay zaman ver." diğer araç ne olacak diye sorduğumda "onu da kazayı yapan benim piç düşünsün" dedi.

diğer aracın sahibine gittiğimde onun da aracının arka tarafının koltuklara kadar gömülü olduğunu gördüm. beni görünce sevindi "ben de seni arıyordum" dedi. kendisine vuran aracın bana ait olduğunu kazadan sonra anladığını, beni beklediğini, o yüzden avukatına dava açtırmadığını, tek derdinin bir an önce zararının karşılanarak arabasının tamir edilmesini istediğini söyledi. kaza tutanağını tutan polislere göre de benim araçla vuran çocuk 8 de 8 suçluymuş ve alkollüymüş.

bu konuşmayı ustaya telefon edip anlattığımda, oğlunu evlatlıktan reddettiğini, dükkandan kovduğunu, sadece benim arabanın tamiri konusunda yardımcı olabileceğini, hurdacılardan benim parçaları araştırıp çıkma olarak takabileceğini söyledi.

oradan avukat olan enişteme giderek olayları anlattım. bana ruhsat sahibi olduğum için birinci derece suçlunun ben olduğumu, karşı tarafın avukatının davayı kazandıktan sonra zararının tazmini için ister benden, ister kaza yapan çocuktan talep etme hakkı olduğunu, görünen duruma göre kaza yapan çocuğun mal varlığı ve düzenli bir geliri olmaması nedeniyle zararın benim tarafımdan ödenmesinin isteneceğini, ben bütün ödemeyi yaptıktan sonra kaza yapan çocuğa rücu davası açacağımı, eğer bir gün malı mülkü yada düzenli bir geliri olursa ödediğim parayı ondan talep edeceğimi söyledi.

sonuçta karşı taraf dava açtı ve mahkemeye ben de davalı olarak çıktım. durumu aynen anlattım. hakim bana aracı kazadan önce bıraktığıma dair belge olup olmadığını sordu. ben de yok dedim. sonraki duruşmaya dükkan sahibini çağırdı. ona aracı akşamüstü sen mi teslim aldın dedi. usta teslim almadığını, kaza günü aracı hiç görmediğini, benim barda oğluyla içtiğimi, bar çıkışı oğluna aracın anahtarlarını vererek "al arabayı sabah dükkana götür baban tamir etsin" diyerek kendim verdiğimi falan söyledi. o gün ilk defa duruşmaya gelen oğlu da aynı şeyleri söyledi. hakim bana aracı dediğim gibi akşamüstü dükkana bıraktığıma dair dükkanın yakınındaki işyerlerinden şahit bulursam dinletmek için sonraki duruşmaya getirebileceğimi söyleyip davayı ileri tarihe erteledi.

aracı teslim ettiğim gün bize çay getiren çaycıdan tut, yan dükkanlardaki tanıdık o kadar esnafın şahitlik yapmaları teklifime bir tanesinin bile olumlu yanıt vermemesi beni çok üzdü. sonuçta davayı kaybettim.

dava sürecinde arabamı dörtte bir fiyatına kaportacıya sattım. aldığım parayı da karşı tarafın masrafları için ödedim. yani kısacası arada benim araba kaynadı gitti.

avukatım olan eniştem "dua et bir insana vurup öldürmemiş, eğer ailesine çalışarak bakmakta olan birine çarparak öldürseydi o zaman çok daha ağır bedeller öderdin" dedi.

başka bir olayda da tanıdığım biri, en yakın arkadaşına gelin arabası olarak kullanılması için aracını vermişti. düğün alayı giderken aracın önüne bir çocuk atlıyor, amacı içine para konan zarf almak ve kaza oluyor. çocuğu hemen hastaneye yetiştiriyorlar ama ertesi gün çocuk ölüyor. bu aracın sahibi de yargılandı. ayrıca ölen çocuğun ailesi batmanlı olduğu için bazı aracılık yapan kişiler şikayetin geri alınması için kan parası talep ettiler ve biraz da tehdit ettiler. kazayı yapan sürücünün maddi imkanları yeterli olmadığı için kan parasını da araç sahibi olan tanıdığım ödemek durumunda kaldı.

birisi sizden aracınızı istediği zaman, ne yapacağınızı şimdi bir daha düşünün.
Paylaşın dostlarınız mağdur olmasın..
Vallahi ruhum daraldı okudukça, sizin başınıza geldi zannettim önce. Hepimizden uzak olsun, Allah korusun.
Bu tür ince detaylarda ısrar etmek lazım. Etraftan küçümseyenler, ne gerek var abi'ciler, gıcık ve güvensiz müşteri olarak tanımlayanlar, boş ve gereksiz konuşanlar olabiliyor hep ama şeytan ayrıntılarda gizli. Bu isteğim ustamla vb aramızdaki samimiyeti bozacaksa da olsun demekki zaten arada bir samimiyet yok diye düşünürüm. Vale dahil hiç bir otoparkda anahtar vermemeye özen gösteririrm. 100 metre fazla yürürüm ama akşam rahat uyurum derim. Çok mecbur kalırsam da, dükkanı, parkı tanımlayan "konum tanımlı fotoğraf" çekiyorum.
 

efebey

Forum Sponsoru
Katılım
4 Tem 2012
Mesajlar
2,249
Tepki Puanı
665
Puanları
113
Konum
İstanbul
İsim
Efecan
Araç
BMW 645Cİ, W208 Mercedes CLK 200K
Benim anlamadığım şey bu tip durumlarda kanıt olsa araç sahibi bu süreçten kendini kurtarabilir mi? Tamam ruhsat onun üzerine ama olayı gerçekleştiren kendisi değil, neden suçlu konuma düşüyor?
 

TSuNaMi

Tecrübeli Üye
Katılım
29 May 2018
Mesajlar
339
Tepki Puanı
90
Puanları
28
Yaş
38
Konum
BARTIN
Araç
VOLKSWAGEN PASSAT
Benim anlamadığım şey bu tip durumlarda kanıt olsa araç sahibi bu süreçten kendini kurtarabilir mi? Tamam ruhsat onun üzerine ama olayı gerçekleştiren kendisi değil, neden suçlu konuma düşüyor?
ruhsat sahibi her zaman suçludur. Kurtarır mı bilmem ama çok canı yanar..
 

Teoman

Tecrübeli Üye
Katılım
18 Tem 2018
Mesajlar
114
Tepki Puanı
16
Puanları
18
Konum
Kazakistan
Araç
S 65 AMG-Nissan Patrol
Bu coğrafyada sigorta belgesinde adı olmayan kimse aracı kullanamaz; en iyi arkadaşınız gelse bile veremezsiniz arabanızı. Tamirci kazaları oluyor ama hatalı sürücü kabul ediliyor, ruhsat sahibi değil. Kaldı ki her işyerinde kamera şartı var, kaydediliyor.
 

küçükbenz

Emektar üye
Katılım
29 Mar 2023
Mesajlar
2,282
Tepki Puanı
1,424
Puanları
113
Konum
İstanbul
İsim
HA
Araç
Z223 S580 Maybach
vay or#### ç##### , birde yavaş yavaş yaptırırım demiş. Aman. İki dakika işim var demiştim AVM valesine , yerini değiştirme demiştim gerekmezse. Herif gelmiş arabayı dağ başına bırakmış. Yaşlı biri olmasa harbiden gebertirim denicek kadar yaparım.
 

disbeliever

Tecrübeli Üye
Katılım
25 Ağu 2014
Mesajlar
134
Tepki Puanı
79
Puanları
28
Konum
Almanya
Araç
X253 GLC 300 4MATIC
Bu ve benzeri olaylarda tamirci ustasinin isyerini paylasmak faydali olacaktir.

Biz yurtdisindakiler biraz daha sansliyiz sanirim. Bizim araci es ve cocuklar haric kimse kullanamaz.
 

küçükbenz

Emektar üye
Katılım
29 Mar 2023
Mesajlar
2,282
Tepki Puanı
1,424
Puanları
113
Konum
İstanbul
İsim
HA
Araç
Z223 S580 Maybach
Bu ve benzeri olaylarda tamirci ustasinin isyerini paylasmak faydali olacaktir.

Biz yurtdisindakiler biraz daha sansliyiz sanirim. Bizim araci es ve cocuklar haric kimse kullanamaz.
Bizim Ukrayna’da akşam akşam alkol alıp kafayı bulup araba kaçıranlar var. Orası biraz sıkıntı bize
 
Katılım
30 Eki 2023
Mesajlar
55
Tepki Puanı
27
Puanları
18
Konum
İstanbul
İsim
Bahadır Yıldırım
Araç
Mercedes CLC 160
Arababamda çekiş düşüklüğü yaşadığım için sanayide her zaman bakımını yaptırdığım ustama götürdüm. motoru inceledikten sonra subap ayarı yapılması gerektiğini, o gün elinde yetişmesi gerektiği işler nedeniyle aracımı sabah getirmemi söyledi.

ertesi sabah mesaiye gideceğimi (çalıştığım yer 20 km uzaklı) arabayı ancak iş çıkışı 8 de getirebileceğimi söyleyince, usta bana "bırak o zaman araç bu akşam dükkanda kalsın, yarın iş çıkışı gelene kadar hazır olur öyle alırsın" dedi. aracı o akşamüstü sanayiye bıraktım.

ertesi gün öğleden sonra ustayı arayıp arabanın durumunu sorduğumda ufak bir kaza olduğunu, mesai bitimine kalmadan gelmem gerektiğini söyledi. işten erken çıkıp sanayiye gittiğimde benim aracın ön kısmının ağır hasarlı olduğunu gördüm.

ustanın yanında çalışan 16 yaşındaki oğlu gece içip saat 3'te benim arabayı alıp trafiğe çıkıyor ve kırmızı ışıkta beklemekte olan bir araca arkadan sağlam vuruyor. vurduğu aracın sahibi de uzaktan tanıdığım biri.

ustaya sordum ne olacak şimdi diye. dedi ki "büyük oğlanı 1 ay sonra evlendiriyorum, masrafım çok, senin arabanı yavaş yavaş yaptırırım, maddi durumum iyi olsaydı hemen yaptırırdım ama bana bir kaç ay zaman ver." diğer araç ne olacak diye sorduğumda "onu da kazayı yapan benim piç düşünsün" dedi.

diğer aracın sahibine gittiğimde onun da aracının arka tarafının koltuklara kadar gömülü olduğunu gördüm. beni görünce sevindi "ben de seni arıyordum" dedi. kendisine vuran aracın bana ait olduğunu kazadan sonra anladığını, beni beklediğini, o yüzden avukatına dava açtırmadığını, tek derdinin bir an önce zararının karşılanarak arabasının tamir edilmesini istediğini söyledi. kaza tutanağını tutan polislere göre de benim araçla vuran çocuk 8 de 8 suçluymuş ve alkollüymüş.

bu konuşmayı ustaya telefon edip anlattığımda, oğlunu evlatlıktan reddettiğini, dükkandan kovduğunu, sadece benim arabanın tamiri konusunda yardımcı olabileceğini, hurdacılardan benim parçaları araştırıp çıkma olarak takabileceğini söyledi.

oradan avukat olan enişteme giderek olayları anlattım. bana ruhsat sahibi olduğum için birinci derece suçlunun ben olduğumu, karşı tarafın avukatının davayı kazandıktan sonra zararının tazmini için ister benden, ister kaza yapan çocuktan talep etme hakkı olduğunu, görünen duruma göre kaza yapan çocuğun mal varlığı ve düzenli bir geliri olmaması nedeniyle zararın benim tarafımdan ödenmesinin isteneceğini, ben bütün ödemeyi yaptıktan sonra kaza yapan çocuğa rücu davası açacağımı, eğer bir gün malı mülkü yada düzenli bir geliri olursa ödediğim parayı ondan talep edeceğimi söyledi.

sonuçta karşı taraf dava açtı ve mahkemeye ben de davalı olarak çıktım. durumu aynen anlattım. hakim bana aracı kazadan önce bıraktığıma dair belge olup olmadığını sordu. ben de yok dedim. sonraki duruşmaya dükkan sahibini çağırdı. ona aracı akşamüstü sen mi teslim aldın dedi. usta teslim almadığını, kaza günü aracı hiç görmediğini, benim barda oğluyla içtiğimi, bar çıkışı oğluna aracın anahtarlarını vererek "al arabayı sabah dükkana götür baban tamir etsin" diyerek kendim verdiğimi falan söyledi. o gün ilk defa duruşmaya gelen oğlu da aynı şeyleri söyledi. hakim bana aracı dediğim gibi akşamüstü dükkana bıraktığıma dair dükkanın yakınındaki işyerlerinden şahit bulursam dinletmek için sonraki duruşmaya getirebileceğimi söyleyip davayı ileri tarihe erteledi.

aracı teslim ettiğim gün bize çay getiren çaycıdan tut, yan dükkanlardaki tanıdık o kadar esnafın şahitlik yapmaları teklifime bir tanesinin bile olumlu yanıt vermemesi beni çok üzdü. sonuçta davayı kaybettim.

dava sürecinde arabamı dörtte bir fiyatına kaportacıya sattım. aldığım parayı da karşı tarafın masrafları için ödedim. yani kısacası arada benim araba kaynadı gitti.

avukatım olan eniştem "dua et bir insana vurup öldürmemiş, eğer ailesine çalışarak bakmakta olan birine çarparak öldürseydi o zaman çok daha ağır bedeller öderdin" dedi.

başka bir olayda da tanıdığım biri, en yakın arkadaşına gelin arabası olarak kullanılması için aracını vermişti. düğün alayı giderken aracın önüne bir çocuk atlıyor, amacı içine para konan zarf almak ve kaza oluyor. çocuğu hemen hastaneye yetiştiriyorlar ama ertesi gün çocuk ölüyor. bu aracın sahibi de yargılandı. ayrıca ölen çocuğun ailesi batmanlı olduğu için bazı aracılık yapan kişiler şikayetin geri alınması için kan parası talep ettiler ve biraz da tehdit ettiler. kazayı yapan sürücünün maddi imkanları yeterli olmadığı için kan parasını da araç sahibi olan tanıdığım ödemek durumunda kaldı.

birisi sizden aracınızı istediği zaman, ne yapacağınızı şimdi bir daha düşünün.
Paylaşın dostlarınız mağdur olmasın..
konuyu anca görüyorum. böyle durumlarda avukatlar olarak mahkemeden müzekkere yazarak mobese kameralarını isteyerek, çocuğun arabayı alışına dair görüntülere ulaşmak, yoksa aracı sürdüğü mahale ulaşmak ve sizin o gece evde olduğunuzu çevrenizden şahitlerle kanıtlamak aklımıza ilk gelen şeydir.

ustayla telefon konuşmalarınız ya da olay gecesindeki hts kayıtları istenerek sizin çocukla aynı yerde olmadığınızı kanıtlamak da bir seçenektir. babanın yalancı şahitlik yaptığının tespiti sonrası başkan devamını getirmek isteyecektir zaten. hakimin istedikleriyle bağlı değilsiniz, başka bir çok kanıt bulunarak kovuşturmanın seyrini değiştirebilirdik diye düşünüyorum sadece anlattıklarınızdan yola çıkarak.

diğer arkadaşlar yazmış sanırım olay size ait değil. ben size ait olduğunu sanarak yorum yapmıştım.
 

SERKAN Z.

Aktif üye
Katılım
6 Ara 2023
Mesajlar
167
Tepki Puanı
157
Puanları
43
Konum
Mersin
İsim
Serkan Zorlu
Araç
C 200 AMG 4MATIC
konuyu anca görüyorum. böyle durumlarda avukatlar olarak mahkemeden müzekkere yazarak mobese kameralarını isteyerek, çocuğun arabayı alışına dair görüntülere ulaşmak, yoksa aracı sürdüğü mahale ulaşmak ve sizin o gece evde olduğunuzu çevrenizden şahitlerle kanıtlamak aklımıza ilk gelen şeydir.

ustayla telefon konuşmalarınız ya da olay gecesindeki hts kayıtları istenerek sizin çocukla aynı yerde olmadığınızı kanıtlamak da bir seçenektir. babanın yalancı şahitlik yaptığının tespiti sonrası başkan devamını getirmek isteyecektir zaten. hakimin istedikleriyle bağlı değilsiniz, başka bir çok kanıt bulunarak kovuşturmanın seyrini değiştirebilirdik diye düşünüyorum sadece anlattıklarınızdan yola çıkarak.

diğer arkadaşlar yazmış sanırım olay size ait değil. ben size ait olduğunu sanarak yorum yapmıştım.
Kesinlikle katılıyorum. Mutlaka o esnada aracı kimin kullandığı, bir önceki akşam sanayie girişi ve tekrar çıkmayışı, çocuğun kaza yapmadan önce kameralara takılması vs. daha pek çok şekilde aracın akıbeti mahkeme nezdinde netleştirilebilir. Ben bu öyküyü paylaşan arkadaşımızı tenzih ederek şunu net olarak söyleyebilirim ki bu olay hayalîdir, kurgudur. Aksi durum pek mümkün görünmüyor.
 

Kavanca

Hümanist
Katılım
3 Mar 2013
Mesajlar
4,699
Tepki Puanı
784
Puanları
113
Konum
İstanbul
Araç
98 E 320/2000 E 320/2003 E 320/2006 CLS 350/2005 S 350/2001 E 320
konuyu anca görüyorum. böyle durumlarda avukatlar olarak mahkemeden müzekkere yazarak mobese kameralarını isteyerek, çocuğun arabayı alışına dair görüntülere ulaşmak, yoksa aracı sürdüğü mahale ulaşmak ve sizin o gece evde olduğunuzu çevrenizden şahitlerle kanıtlamak aklımıza ilk gelen şeydir.

ustayla telefon konuşmalarınız ya da olay gecesindeki hts kayıtları istenerek sizin çocukla aynı yerde olmadığınızı kanıtlamak da bir seçenektir. babanın yalancı şahitlik yaptığının tespiti sonrası başkan devamını getirmek isteyecektir zaten. hakimin istedikleriyle bağlı değilsiniz, başka bir çok kanıt bulunarak kovuşturmanın seyrini değiştirebilirdik diye düşünüyorum sadece anlattıklarınızdan yola çıkarak.

diğer arkadaşlar yazmış sanırım olay size ait değil. ben size ait olduğunu sanarak yorum yapmıştım.
Evet bana ait değil! Ama gerçek bir olayı, forumdaşlara yararlı olur düşüncesiyle paylaşmıştım.
Ama sizin verdiğiniz akıl ve yol/yordam da çok değerli.
Selamlar…
 

Kavanca

Hümanist
Katılım
3 Mar 2013
Mesajlar
4,699
Tepki Puanı
784
Puanları
113
Konum
İstanbul
Araç
98 E 320/2000 E 320/2003 E 320/2006 CLS 350/2005 S 350/2001 E 320
Kesinlikle katılıyorum. Mutlaka o esnada aracı kimin kullandığı, bir önceki akşam sanayie girişi ve tekrar çıkmayışı, çocuğun kaza yapmadan önce kameralara takılması vs. daha pek çok şekilde aracın akıbeti mahkeme nezdinde netleştirilebilir. Ben bu öyküyü paylaşan arkadaşımızı tenzih ederek şunu net olarak söyleyebilirim ki bu olay hayalîdir, kurgudur. Aksi durum pek mümkün görünmüyor.
Keşke hayali olaydı.
Bir dava dosyasından alıntıydı maalesef…
 
Üst