Küçük bir anı :)

kencebay30

Tecrübeli Üye
Katılım
13 Mar 2012
Mesajlar
150
Tepki Puanı
0
Puanları
16
Yaş
39
Konum
Bursa
Araç
W638
Küçük bir anı :)

Sene 2000. Ben liseye yeni başlıyorum, kuzenim lise 1 i bitirmiş. Benim evim Bursada, her yaz tatilinde İstanbul a kuzenlere gidiyorum ve o yaz da onlarlayım.
Büyük kuzenim bir dershanede çalışıyor, biz de yanına gidiyoruz cafede takılıyoruz, bilgisayarlarla oynuyoruz falan. Yani hem çalışıyoruz hem eğleniyoruz gibi bi durum. Dershanenin adı İlkadım Üsküdar meydanında eski motor iskelesinin hemen karşısındaydı o zaman.
Dershanenin patronu Selim abi bizi çok seviyor ve abi kardeş gibiyiz sanki.
Bir gün elimize dershanenin broşürlerini tutturdu ve alın çocuklar bunları dışarda gelen geçene verin dedi bizde hemen alıp çıktık dışarı hem dağıtıyoruz hem eğleniyoruz acayip hoşumuza gitti. Bitirdik ve geldik geriye.
Ertesi gün Selim abi aldı bizi karşısına, ben bu broşürleri reklam firmasına dağıttırıcam ve şu kadar para ödeyeceğim. (yanlış hatırlamıyosam tanesi o zamanın parası 5 bin tl) Size 7 bin tl vereyim siz dağıtın hem benim de gözüm arkada kalmamış olur hem de siz harçlığınızı çıkarmış olursunuz dedi. Biz Alaaah havalara uçuyoruz para kazanıcaz diye
Başladık broşürleri dağıtmaya günler, haftalar geçti baya bi dağıtıyoruz artık profesyonel olduk sayılır. Bi yandan da şu kadar alacağımız oldu falan diyoruz sevinçten sabah 8 akşam 10 paso broşür dağıtıyoruz.
O zamanlar hayal dünyasında yaşayan 2 tane aklı bi karış havada genciz daha. Aklımıza geliyo acaba biz bu kazandığımız paralarla ne alabiliriz diye. Oturuyoruz işte şu kadar broşür dağıtırsak şu kadar paramız olacak. Aklımıza binbir türlü alınacak şeyler geliyo. Bir gün bişeyde karar veriyoruz, ertesi gün başka bişey istiyoruz. Toplayacağız paramızı yaz sonunda işte kesin alıcaz bunu diye birbirimizi gaza getiriyoruz. O zamanlar kapaklı Samsung sgh 2400 mü ne öyle bir telefon çıkmış yeni yanıp tutuşuyoruz acaba alabilir miyiz bunu diye. Vitrinde bakıyoruz kesin alıcaz bunu başka yolu yok kazanıcaz bu savaşı. Öyle bi gaza gelmişiz öyle bi istekliyiz ki.
Biz Selim abiden hiç para almıyoruz biriksin harcarız çar çur olur diye.. Hatta otobüse bile binmiyoruz yürüyerek dolaşıyoruz her tarafı. Baya bi zaman geçti yaklaşık 30-40 bin broşür dağıttık. Her gün sırtımızda okul çantası ağzına kadar doldurup dershaneden çıkıyoruz akşama kadar kapı kapı dolaşıp broşürleri büyük bi azimle dağıtıyoruz. Ayaklarımıza kara sular iniyo. Yorgunluktan bitik hale geliyoruz ama mutluyuz. Selim abi şaşkınlıktan küçük dilini yutacak nerdeyse. Bize olum broşürleri çöpe mi atıyosunuz 2 kişi 5 kişinin dağıtamayacağı broşürü dağıtıyosunuz diye, hayretler içinde bakıyo.
Bir gün aklımıza acaba bu kazandığımız parayla bi araba alabilir miyiz diye bir fikir geldi. Topladık, çıkardık hesapladık baktık arabaların içinden tek alabileceğimiz bir tane FİAT 126 BİS. Yaşlı bir amca satıyo arabayı. Biz her gün arabanın yanına gidiyoruz. Amca nolur bak bizden başkasına satma diye yalvarıyoruz.
Allaaah nasıl havalara uçuyoruz. Araba alacak paramız olacak. Hal bu ki daha araba kullanmasını bile bilmiyoruz ama çocuk aklı bu arabayı kesin alacağız.
Selim abi de çocuklar üzülmeyin alırız arabayı siz çok güzel çalışıyosunuz yeteri kadar broşür dağıtamasanız bile ben size alıcam o arabayı diyo. Tamam artık dünyada bizden daha mutlu kimse yok o zaman
Gel zaman git zaman biz 100 bin civarı broşürü dağıttık sayılır. Yaz da bitmek üzere tabi. Amca da sağolsun arabayı hala elinde tutuyo artık biz yalvarıyoruz diye mi yoksa alıcısı mı çıkmıyo bilmiyorum.
Bir gün akşama doğru artık yine yorgunluktan ölüp bitmişiz sırtımızda çantada az bi broşür kalmış ama derman kalmamış ayaklarımızda artık yürüyemiyoruz nerdeyse. Su toplamış ayaklarımız üstüne basamıyoruz.
İşte cahillik ya elimizdeki broşürler çabuk bitsin diye normalde daire başı 1 er tane bırakacağımıza 2-3 er tane bıraktık o akşam. En son artık hiç daire kalmadı bi apartmanın girişine elimizde kalan az bi broşürü de millet gelip geçerken alır diye düşünüp bıraktık öyle ve bitkin halde gittik evimize.
Sabah tekrar dershaneye geldik. Selim abi bizi aldı karşısına, sert bi ifadeyle başladı anlatmaya. Bir apartman yöneticisi dershaneyi aramış ve broşürleriniz ortalıkta zebil gibi apartmanda her tarafa saçmışlar, kimlerle çalışıyosanız eğer sizi dolandırıyolar demiş. Muhtemelen bıraktığımız broşürleri çocuklar falan dağıttı, arayan adam da işi iyice abartıp Selim abiyi gaza getirdi ve bize size güvenmiştim çocuklar neden böyle yaptınız demesi yetti zaten. Yemin ederim o an ki hissettiğim mahçubiyet hayal kırıklığı ve daha tarif edemediğim berbat bir hali, acıyı hayatımda bir daha yaşamadım.
Dershaneden çıktık ama önümüzü görecek durumda değiliz. Ruh kesildik ne konuşabiliyoruz ne düşünebiliyoruz. O halde nasıl eve gittik bilemiyorum. O kadar emek nasıl boşa gider ? Bir insanın başına bundan daha kötü bir şey gelemezmiş gibi hissediyoruz. Koca yaz tatil yapacağımıza köpek gibi çalıştık. Dahası hayallerimiz yıkıldı 126 BİS orda duruyo hala geçerken bakamıyoruz. Çocuk aklı işte..
.
Uzun bir yazı oldu umarım sıkmamışımdır.
 

KAYAHANN

Tecrübeli Üye
Katılım
16 Nis 2010
Mesajlar
2,122
Tepki Puanı
1
Puanları
38
Yaş
41
Konum
İzmir
Araç
bmw e46 330 xi
sayın süvarim aliağa gemi söküm limanına gemi getirirseniz canlı da dinlemek isterim bu hikayeyi :)
 
Üst