Sol şeridin gereksiz ihlal edilmesi ve çıkan kavga

sarpworks

VIP Üye
Katılım
6 Ara 2016
Mesajlar
1,083
Tepki Puanı
178
Puanları
63
Konum
X
Araç
TC Hybrid
Gecis ustunlugu gerektiren bir meslekte calisilmadigi surece; trafikte butun suruculer esittir.

Trafikte herkesin kendince hakli bir sebebi vardir. sizin tarafinizdan bakildiginda sizde haklisiniz.

Unutulmamasi gereken nokta aslinda surasi, trafikte hiz yapan surucunun ne kadar profesyonel oldugunun hicbir onemi yoktur. Zaten profesyonel hicbir surucu yaris pisti disinda hiz yapmaz. Bunu profesyonel yariscilardan da gorebilirsiniz. Karsi tarafin bir anlik hatasi veya hiz yapan surucunun yaptigi bir surus davranisinin karsi tarafta nasil bir etki yaratacagi bilinmez.

Yolda seyir halinde olan kisi belki yorulmustur ve tilki uykusu yasiyor olabilir. Reflex zayiflamis olabilir ve farkinda olmayabilir. Belki direksiyonda rahatsizlik geciriyordur. Bunlarin hicbiri bilinmedigi icin sol serit ne kadar acik olsa bile hiz limitinde kalmak lazim.

cocukken bir otobus firmasinin ofisinde veya otobusunde gormustum. Cok sevdigim bir laftir.

“3 yanlis, 1 dogruyu goturur. 1 hata, butun dogrulari goturebilir.”

Kazasiz gunler dilerim.
 

samurai

Aktif üye
Katılım
3 Ağu 2023
Mesajlar
330
Tepki Puanı
164
Puanları
43
Konum
istanbul
İsim
dancing samurai
Araç
///:
225 kmh hız ile saniyede 60 metre yol alırsınız. 300 kmh ile giderken göz kırpmanız= 25 metre yol almanızla sonuçlanır. aracınızın iyi/kötü akıllı zeki olması pek önemli değil. olası bir aksilikte beynimizin işlem kapasitesi ile refleksleri devre alma gecikmesi limitlerinin çok üstünde bu zaman dilimi.

Tabelaları okumanız, öndeki aracın ışıklarının yanıp yanmadığını anlamanız güç, fren yaptıysa ne kadar hızla yaklaştığını anlamanız güç. Sinyal vermeden yola atlayan birinden kaçmanız güç. aquaplaning i anlamanız güç. çukur tümsek eğim vs anlamanız güç. Zaten bu nedenle tunnel effect oluşur. kişi, tek noktaya ortalama 200 metre önüne odaklanır küçük bir nokta...şeridin devamlılığını bile algılaması düşer. Güçleşen şartlarda ise kurtulma şansınız o hızlarda %10'un altında. Bu %10 ile de başkasına zarar verme olasılığınızda çok yüksek.

Özetle, hız piste yapılır. pistin her noktası bilinir. eğimler ortalama viraz limit hızları vs, rally de ondan copilot vardır. dünyanın en iyi şöförleri de olsalar insan işlem limitine takılırlar.
Daha iyi açıklanamaz, zaten belli bir hızın üstünde beyin stres yükleme moduna geçer… en güzeli kıza hızlanmalar benim tarzıma göre
 

SelambenR

Aktif üye
Katılım
2 Eyl 2019
Mesajlar
113
Tepki Puanı
116
Puanları
43
Konum
Afyonkarahisar, ,İstanbul
İsim
Ramazan ÖZBEK
Araç
W204 C180
Herkes kendince açıklamada bulunmuş.. kimine göre aykırı kimine göre gereksinim, zevk. Burada sürüş güvenliği ile bilgiler güzel olsada günün sonunda herkes becerisi kadar şöför. Altındakine güvendikten sonra şöförlükte iyiyse ben kadran devirmekte bir sakınca görmüyorum
 

By_Lee

Forum Sponsoru
Katılım
9 Kas 2021
Mesajlar
653
Tepki Puanı
762
Puanları
93
Konum
İstanbul
Araç
2013 C180 1.6 Fash.
Ben istanbul - ankarayı hem 3 saatte hem de 5 saatte gittim.
Eğer aceleniz yoksa 5 saat(110 sabit hız) bana çok keyif verdi.(bir matematik krizi daha çıkmasın diye belirteyim ; istanbul = Başakşehir 😉)
Gerek yorgunluk ,gerek ekonomi,gereksese aracın tepkimeleri(ses,yol tutuş vb.) çok daha stabildi.
Herkesin tercihi farklı tabi ,kimi insan hızlı gitmekten zevk alıyor kimisi yavaş.
Mesele her iki tarafa da saygı duyabilmekte.
Yavaş gideni sıkıştırma,hızlı gidene yol ver.
Saygılar.
 

Gudikcik

Emektar Üye
Katılım
6 Nis 2010
Mesajlar
7,976
Tepki Puanı
9,063
Puanları
113
Konum
Ankara - Kocaeli
Web Sitesi
mbclubtr.com
Araç
Mercedes Benz
Ankara'nın tek problemi şu

Sabah 9 da devlet dairesindeki Daire başkanını veya kurumun genel müdürünü yakaladın yakaladın.
O arada bakanlıktan sürekli adamlar çağırıldıkları için sabah 9 ile 9.15 arasında istediğini o adamdan alırsın
Çünkü adam bakanlığa yetişecek.
Herşey'e tamam der.
Saat 11 e kaldın mı ? İşin bitti. Herşey Hayır a döner ve
öğle yemeği öncesinde bakanlıkta biriktirdiği sinirini aç karnına şeker yükselmesi ile sana patlatır.

Öğleden sonra mı?
Düşüneyim, Soralım, butona basar kızım bana Atilla beyi Muhlis beyi vs yi çağır gelsin bakayım. Senin dosya elemana devir mi oldu. Artık hiç şansın kalmamış demektir.

15 yıldır bu tecrübeyi çok iyi edinmiş birisi olarak söyleyeceğim

Şayet altındaki arabana güvenmiyorsan geceden çık ankara ya git otelde yat işini öyle gör.
 

Kavanca

Hümanist
Katılım
3 Mar 2013
Mesajlar
4,705
Tepki Puanı
795
Puanları
113
Konum
İstanbul
Araç
98 E 320/2000 E 320/2003 E 320/2006 CLS 350/2005 S 350/2001 E 320
Alaattin Bey,

Merhaba,

Ne güzel yazmışsınız, okurken hem güldüm hemde hak verdim. Ama gelin görün ki bazen bazı şeyler bizlerin elinde değil. Şöyle izah edeyim ; özellikle bizim türk müşterilerinde başımıza çok geliyor. Herkezin işi acil. Yahu yoldayım geliyorum diyorsunuz. Pat, sözleşme gereği cezai maddeleri devreye sokuyorlar, ilginç rakkamlarda cezalar ödeniyor. Bazen biz erken gidiyoruz, aaa erken gelmişsiniz deyip, çalışma saatini bekletiyorlar. Yani müşteriyi memnun etmek cidden zor. Ama yurtdışı müşterilerimizde tam tersi. Müşteri çalışma öncesinde zamandan daha önemlisi olan hazırlıklar tamammı diye yaklaşıyor olaya. Mesela bir firewall ( güvenlik duvarı ) değişimi yapılacak. Yabancı müşteri soruyor. Konfigurasyon yedekleri alındı mı?, güç kabloları ayrı ayrı UPS lerden beslendi mi ?, kablo yedekleri hazır mı ?... elbetteki bizlerin bir check-list'i var. Madde madde kontrol ederek listedeki maddelerin üzerini çiziyoruz. Tıpkı bir uçağın kalkış öncesi kontrol edilmesi gibi düşünebilirsiniz. Dünya genelinde bana bağlı çalışan elemanların yaptıkları kazalara bakınca en çok kazanın ülkemize ait olduğu görülüyor. Sebep ; müşteri beklemeyi sevmiyor. Bu çalışmaların planlamaları o kadar milimetrik ayarlanıyor ki, inanamazsınız. Tüm hafta sonum, bir sonraki hafta yapılacak çalışmalara kimler gidecek. Saat kacta orada olmalı, çalışma kaç saat olacak, çalışmayı yapan ekip arkadaşımızın çalışma sonrası uyuması, kaç saat uyumalı, bir sonraki müşteri için yola kaçta çıkmalı. Hatta ve hatta yolda gitmesi gereken hızı avaraj olarak hesaplayıp , kendilerine teslim ediyoruz. Şirketimizin istanbul'daki ofisinde çalışan bazı elemanlarsa sürekli saha personelinin araçlarını takip eder. Arac yola cıkması gereken saatte halen yerinde duruyorsa, hemen ilgili mühendis aranır, sorun nedir öğrenilir. Aracta sorun varsa ya da mühendisimizin çalışması uzamışsa, diger müşterinin lokasyonuna gitmesi için yedek personel hemen yola çıkar.............bla,bla,bla.....
Herkesin atladıgı bir nokta var. O da alışkanlıklar. Bakın şimdi; ben ve personellerim sürekli yüksek hızlarda araç kullanığımız için , 200 üzeri bir hız bize göre normal geliyor. Yani bir örnek vereyim ; 210 ile giderken direksiyonda kahvemizi içip bazen kahvaltımızı yapıyoruz. Ama buna beyin mi dersiniz yoksa refleksmi bilmiyorum, gözlerimiz ve beyinlerimiz bu hızlara alışmış durumda. Kaç defa 200 üzeri giderken yolumuza köpek çıktı ya da inekler çıktı, sayısını biz unuttuk ama o anda yapacagımız hareket, sizin 120 ile giderken yaptıgınız hareketle aynı oluyor.Yani arac bizim için sanki 100 ile gidiyor gibi geliyor. Tam anlatamadım ama neyse. Yani kullanığımız araçlarda üst seviye araclar olması sebebiyle benim 200 ile giderken yaptıgım bir harekete araç anında tepki veriyor.
Haaa bu dogru demiyorum, ya da bu bu şekilde gelmiş böyle gidecek demiyorum. Yazdıklarınızda o kadar haklısınız ki... Yüksek hızlarda araba kullanan biri olarak bana birisi sorsa en güzel hız 110-120 dir. Acelem olmadığı zamanlarda ister inanın ister inanmayın 120-130 arası giderim uzunyolda. Ama iş için yoldaysam o zaman yolun kalabalıklık durumuna göre en düşük gittiğimiz hız 180-190 oluyor.
Birde şundan bahsetmek isterim lafı fazla uzatmadan; hızlı giderken yaşadığınız stress demiş bazı üyelerimiz. Bakın orada şuna dikkat edin, kullandıgınız araclar düşük ya da orta segment araclarsa evet, hızı belli ediyor, gerek motor sesi gereksede ön camın acısından kaynaklı hızı birebir kullanıcıya yansıtıyor. Bizim şirketteki personelin altındaki araclara baktıgınızda neredeyse en düşük kullanılan araç E250. Yani yanlış anlamayın lütfen çok rica ediyorum bunlar biraz kalburüstü arabalar. Yani bir C kasa ile giderken aldıgınız hissiyat ile bir E kasadaki hissiyat farklı. Hatta konuyu biraz daha içinden çıkılmaz hale getireyim ; oturduğunuz koltuğun, araç tabanına yakın ya da 5 cm yukarıda bile olması astimat sebebiyle beyninize o kadar farklı iletiliyor ki... Ne çok aşağıda olmalısınız ne de arabanın her yerini göreyim diye fazla yukarıda. Tam orta seviyelerde oturmanız gerekir. Tıpkı bilgisayar monitorünün karşısında oturuyormuş gibi. Yüksekliğine dikkat etmelisiniz.Bu arada benim altımdaki araç W212 E350 , personelimin kullandıgı araçlar içinde orta segment kalıyor. Bazı çalışanlarımda E55, CL55 gibi araçlarda mevcut. Başka bir örnek dubai ve diğer arap ülkelerindeki elemanlarımın altıdaki araçların çoğu V8.
Sonuç olarak diyeceğim şudur ki ; Merak etmeyin bizler çok iyi biliyoruz kuralları, kanunları. Sadece şunu bilmenizi isterim ; hiç bir koşulda gidilen yolda 4'den fazla araç varsa hemen hız keseriz. Yolun gidişine göre yavaşlarız, önümüz açıldıgı zaman tekrar basarız. Ama bu konunun baslıgı olan GEREKSIZ YERE SOL SERITTE GITME inadı sebebiyle bizlerde zor durumda kalıyoruz.

Alaattin abi, sen büyüğümüzsün. İstemeden kırdıysam aff ola...

Saygılar,

Kursat.
Kürşat bey dostum.
Yazdıklarınızı okudum. Samimi ve nazik geri dönüş için teşekkür ediyorum.
Süratli gitmek zorunda kalmanızla ilgili öne sürdüğünüz gerekçeler ne kadar haklı/geçerli olursa olsun, lütfen yazdığınız hızlarda (sollamalar hariç) araç sürmeyin! Mutlaka biliyor olmalısınız; bahsettiğiniz süratte giden aracın, tepki/reaksiyon mesafesi, fren mesafesi, durma mesafesi ciddi miktarda artar! Böyle bir hızın durma mesafesi tahminen 150/200 metre civarındadır.
Kaldı ki, bizim ”otoyol” dediğimiz yolların; sürücüleri, yol güvenliği ve kalitesi de hepimizin malumu.
Sonuç olarak: Hiçbir iş, hiçbir müşteri, hiçbir toplantı, kendi canımızdan ve hele hele sevdiklerimizden (Ailemizden) daha kıymetli değil. Fatih bey’in mottosuna katılıyorum. “Akşamdan gidin” 😊
Mesleğim gereği benim de Ankara’ya git-gellerim oluyor; Fatih bey’in dediğini uyguluyorum😊 Size de tavsiye ederim.
Selamlar…
NOT: Kırgınlık mı?! O da ne ola ki😊 Sözkonusu olamaz…Teşekkür eder, sakin ve keyifli sürüşler dilerim.
Alaattin KILIÇ
 

Kavanca

Hümanist
Katılım
3 Mar 2013
Mesajlar
4,705
Tepki Puanı
795
Puanları
113
Konum
İstanbul
Araç
98 E 320/2000 E 320/2003 E 320/2006 CLS 350/2005 S 350/2001 E 320
Ankara'nın tek problemi şu

Sabah 9 da devlet dairesindeki Daire başkanını veya kurumun genel müdürünü yakaladın yakaladın.
O arada bakanlıktan sürekli adamlar çağırıldıkları için sabah 9 ile 9.15 arasında istediğini o adamdan alırsın
Çünkü adam bakanlığa yetişecek.
Herşey'e tamam der.
Saat 11 e kaldın mı ? İşin bitti. Herşey Hayır a döner ve
öğle yemeği öncesinde bakanlıkta biriktirdiği sinirini aç karnına şeker yükselmesi ile sana patlatır.

Öğleden sonra mı?
Düşüneyim, Soralım, butona basar kızım bana Atilla beyi Muhlis beyi vs yi çağır gelsin bakayım. Senin dosya elemana devir mi oldu. Artık hiç şansın kalmamış demektir.

15 yıldır bu tecrübeyi çok iyi edinmiş birisi olarak söyleyeceğim

Şayet altındaki arabana güvenmiyorsan geceden çık ankara ya git otelde yat işini öyle gör.
“Şayet altındaki arabana güvenmiyorsan geceden çık ankara ya git otelde yat işini öyle gör”.
Ben de Fatih dostun dediğini yapıyorum🤭 Takama güvenmekle brb, öğlenden sonra çıkar, sakin sakin giderim. Orada giyeceğim takım elbisem, kravatım, ayakkabım; askısında/kutusundadır. Sabah erken kalkar, duşumu alır, traşımı olur, garnımı doyurur, kostümümü giyer, gitmem gereken kurum hangisiyse giderim. Dostlara da böyle yapmalarını tavsiye ederim.
”KEŞKE” çok sevimsiz, çok can yakıcı, çok tatsız bir kelimedir! Rabbim, kimselere kullanmayı nasip etmesin…
 

aybarsdnr

Üye
Katılım
23 Ara 2019
Mesajlar
74
Tepki Puanı
33
Puanları
18
Konum
İSTANBUL
Araç
C200d AMG
Gereksiz şerit ihlali, hatta şerit değiştirirken frene basanlar bile var. Bu konuda kesinlikle herkes haklı.
Ama benim işim çok önemli, saatim değerli, ben şöyle usta şoförüm gibi bir yanılgı insanı geri dönülmez bir hataya sürükleyecek özgüvenden ibarettir. Kendinizi düşünmüyorsanız bile hayatta hiçbir şey ailenizden ve bir başkasının sevdiklerinden değerli değildir.
 

dartagnan

Üye
Katılım
14 Kas 2023
Mesajlar
42
Tepki Puanı
47
Puanları
18
Konum
Ankara
Araç
W211 e320
sol şerit sollama şerididir. hızdan bağımsız olarak sağınızdaki şerit boş ise sağa geçmeniz gerekir. hızınızın 120,140, 180, ışık hızı v.s. olması, arkanızda araba olup olmaması, selektör yapan bir f1 aracı olması bu kaideyi değiştirmez.

türkiye şartlarında ise sol şerit herkesin babasının şeridi olduğu için sağdan geçmek zorunda kalıp üstüne küfür yersiniz.
 

costeff

Çaylak üye
Katılım
10 May 2022
Mesajlar
23
Tepki Puanı
24
Puanları
3
Konum
istanbul
Araç
glb 200
Hayatınızın kontrolünü kendinizde mi olmasını istersiniz, yoksa hiç tanımadığınız zeka seviyesini şöförlük seviyesini, sağlık durumunu bilmediğiniz bir kişi de mi olmasını
Dört yol ağızlarında, kavşaklarda kontrolü siz alarak diğer araçların geçmelerine izin vermek egosal açıdan çok keyifli oluyor, çünkü diğer şöförleri siz yönetmiş oluyorsunuz.
Bırakın geçiş önceliği sizde olan bir durumda bile fırlamak isteyen araca yol verin. Yönetici siz olun.
Yüksek süratlerde ise maalesef yöneten siz değil, prisma testinde dünyada son sıralarda olan bir ülkenin şoförlerinin kurbanı oluyorsunuz.
Yaşı yetenler rahmetli ralli pilotu Renç Koçibey'in kazasını hatırlasınlar
 
Üst