MTV Konusu Neden Siliniyor?

[CaLViN]

Ben size temiz w210 2018 ocak ayında 100 lira olacak demiştim.
Temiz w211 nerelere gider düşünmek bile istemiyorum. )

 

[SALİKA53]

Zaten hiç inmedi ki Erkam nasıl bir meretse bu ha bire çıkıyor

Kondisyonu yüksek ve donanımlı E serisi her zaman kazandırır.
Önceki yıllarla fiyat mukayese yapacak olanlar da sürekli arayıp durur.

 

[okanmpx220]

bi önceki yılın zammı yüzde 4 civarı bu yıl yüzde 15 bile yapsalar çok uçuk bi zam . 40 la korkutup 15 e razı etmek ayıp . vatandaş yüzde 15 zam alabiliyor mu ? .

üretmeyen bi ülke olduğumuz için bunlar başımıza geliyor. devlet parayı sadece vatandaştan çıkarıyor. yani yurttaş yerine köle oluyoruz. vergi önemli bir kavram ama bu kadarda olmaz ki. millette başını kaşıyamıyorki gidişe dur desin. aldığı zam uçup gidiyor gitgide fakirleşiyor. kimse sanıldığı gibi ülkemizi kıskanmıyor . elbette güzel şeyler vardır lakin çoğunluk göstermelik şeyler

zengin daha zengin fakir daha fakir oluyor. 1 araba alırken 2 de devletine alıyorsun.

söylediklerim yanlış anlaşılmasın doğrudur yanlıştır görüşlerim bu şekilde hiçbir forumdaşıma cevap niteliği taşıyan bir yazı değildir. sadece içimden geleni yazdım .ülkemi seviyorum ama biraz nefes alsak iyi olur

 

[NEPTUN]

Bilirsiniz dünyada "Vergi cenneti" denilen bazı ülkeler vardır. Türkiye ise bu anlamda bakıldığında tam bir "Vergi cehennemi" ülke. Ama bunun baş sorumlusu da tepkisiz halktır bence. Hangi siyasi görüşten hangi dinden hangi ırktan vs. olursak olalım hepimizin aleyhine olan bir konuda hep birlikte teki gösterip, etkili boykot yapmayı öğrenmediğimiz sürece gerek devlet gerekse de özel büyük karteller tüm milleti (dinine, siyasi görüşüne, soyuna sopuna bakmaksızın) sömürmeye devam edecekler. Toplum olarak tüketim boykotu gibi çok güçlü ve çok etkili ve bir o kadar da yasal (Çünkü hiç bir güç sizi zorla alış veriş yapmaya zorlayamayacağı gibi "Neden paranı harcamıyorsun?" diye de sorguya çekemez) gücü kullanmayı bir öğrensek inanın hiç birisi bu kadar kolay at koşturamaz. Ama sessiz ve tepkisiz bir toplum olduğumuzu çok iyi bildikleri için gelen giden iliğine kemiğine kadar sömürüyor bu milleti.
Bu arada insanlar bir siyasi partiye gönül vermiş, oy vermiş olabilirler ancak bu, o partinin eleştirilemez olması demek değildir. Kaldı ki oy verenler olarak en önce onlar oy verdikleri partiyi en çok eleştirme hakkına ve görevine sahiptir. İktidarda ya da muhalefette olsun hiç fark etmez. Oy verenler o partiyi yönetenleri her zaman denetlediklerini hissettirmelidirler yöneticilere. Aksi takdirde ülkede hiç bir konuda ileriye gidiş mümkün olmaz. İktidardaki parti de muhalefetteki partiler de her zaman seçmenlerinin nefesini enselerinde hissetmeliler ki halk için doğru siyaset üretmeye mecbur olmalılar. Yoksa siyaset uyanık şark kurnazı tiplerin rant kapısı olur. Bir kaç ay önce twitter'da bir anket açmışlardı. Soru şuydu: Bir ülkenin ileriye gitmesi için hangisi en önemlidir: 1-Mühendisler 2- Eğitimciler 3-Siyasetçiler 4-xxxx (hatırlamıyorum bu şıkkı) Pek çok kullanıcı mühendisler veya eğitimciler demiş. Gerekçeleri de malum. Ama ben ve benim gibi bakanlar SİYASETÇİLER şıkkını seçmiştik. Çünkü ülkedeki üretim politikaları da eğitim politikaları da sağlık politikaları da siyasetçiler tarafından belirlenmektedir. En canlı örneğini bugün eğitimde yaşıyoruz. Eğitimcilerimiz ne kadar iyi olursa olsun siyasetçiler tarafından yap boz haline getirilen eğitim politikamız yüzünden son derece yetersiz eğitimle hayata atılan milyonlarca genç her gün bir yerlerde karşımıza çıkıyor. Özetle siyasetçilerini doğru seçen milletler geleceğe umutla bakabilirler.
Son olarak ta BÖYLE MTV ZAMMI MI OLUR ARKADAŞ EL İNSAF YAAA ! :biggrin:

 

[Yener]

Kesinlikle doğru tüm yazdıklarınız,ama kimin umrunda bakalım nereye kadar gidecek bu vurdumduymazlık...

 

[efebey]

Bilirsiniz dünyada "Vergi cenneti" denilen bazı ülkeler vardır. Türkiye ise bu anlamda bakıldığında tam bir "Vergi cehennemi" ülke. Ama bunun baş sorumlusu da tepkisiz halktır bence. Hangi siyasi görüşten hangi dinden hangi ırktan vs. olursak olalım hepimizin aleyhine olan bir konuda hep birlikte teki gösterip, etkili boykot yapmayı öğrenmediğimiz sürece gerek devlet gerekse de özel büyük karteller tüm milleti (dinine, siyasi görüşüne, soyuna sopuna bakmaksızın) sömürmeye devam edecekler. Toplum olarak tüketim boykotu gibi çok güçlü ve çok etkili ve bir o kadar da yasal (Çünkü hiç bir güç sizi zorla alış veriş yapmaya zorlayamayacağı gibi "Neden paranı harcamıyorsun?" diye de sorguya çekemez) gücü kullanmayı bir öğrensek inanın hiç birisi bu kadar kolay at koşturamaz. Ama sessiz ve tepkisiz bir toplum olduğumuzu çok iyi bildikleri için gelen giden iliğine kemiğine kadar sömürüyor bu milleti.
Bu arada insanlar bir siyasi partiye gönül vermiş, oy vermiş olabilirler ancak bu, o partinin eleştirilemez olması demek değildir. Kaldı ki oy verenler olarak en önce onlar oy verdikleri partiyi en çok eleştirme hakkına ve görevine sahiptir. İktidarda ya da muhalefette olsun hiç fark etmez. Oy verenler o partiyi yönetenleri her zaman denetlediklerini hissettirmelidirler yöneticilere. Aksi takdirde ülkede hiç bir konuda ileriye gidiş mümkün olmaz. İktidardaki parti de muhalefetteki partiler de her zaman seçmenlerinin nefesini enselerinde hissetmeliler ki halk için doğru siyaset üretmeye mecbur olmalılar. Yoksa siyaset uyanık şark kurnazı tiplerin rant kapısı olur. Bir kaç ay önce twitter'da bir anket açmışlardı. Soru şuydu: Bir ülkenin ileriye gitmesi için hangisi en önemlidir: 1-Mühendisler 2- Eğitimciler 3-Siyasetçiler 4-xxxx (hatırlamıyorum bu şıkkı) Pek çok kullanıcı mühendisler veya eğitimciler demiş. Gerekçeleri de malum. Ama ben ve benim gibi bakanlar SİYASETÇİLER şıkkını seçmiştik. Çünkü ülkedeki üretim politikaları da eğitim politikaları da sağlık politikaları da siyasetçiler tarafından belirlenmektedir. En canlı örneğini bugün eğitimde yaşıyoruz. Eğitimcilerimiz ne kadar iyi olursa olsun siyasetçiler tarafından yap boz haline getirilen eğitim politikamız yüzünden son derece yetersiz eğitimle hayata atılan milyonlarca genç her gün bir yerlerde karşımıza çıkıyor. Özetle siyasetçilerini doğru seçen milletler geleceğe umutla bakabilirler.
Son olarak ta BÖYLE MTV ZAMMI MI OLUR ARKADAŞ EL İNSAF YAAA ! :biggrin:

O kadar guzel yazıp ozetlemişsinizki su anki durumumuzu, üstüne ekleyecek bir söz bulamadım.. gel gelelim bu yazıyı siyasi bulup eleştirmek isteyenler olacaktır; onlara sözüm bu sıkıntı hepimizin derdi ve su an ülkede olan sıkıntıları hepimiz yaşıyoruz..bu durumdan rahatsız olmayanlara da süpheyle yaklaşıyorum artık

 

[dermeister]

forumda MTV konusunun silindiğinden haberim yok....
Bende mercedes kullanıcıları çok zengin olduğu için sallamıyorlar MTV zammını hatta konu bile açmıyorlar diye düşünüyordum :biggrin:

 

[HLLDNBS]

forumda MTV konusunun silindiğinden haberim yok....
Bende mercedes kullanıcıları çok zengin olduğu için sallamıyorlar MTV zammını hatta konu bile açmıyorlar diye düşünüyordum :biggrin:

zengin mi geneli bilmem ama ben zevk için mercedes kullanıyorum, cep zenginliği değil de gönül zenginliği diyelim Fatih bey

 

[muratduran]

Bilirsiniz dünyada "Vergi cenneti" denilen bazı ülkeler vardır. Türkiye ise bu anlamda bakıldığında tam bir "Vergi cehennemi" ülke. Ama bunun baş sorumlusu da tepkisiz halktır bence. Hangi siyasi görüşten hangi dinden hangi ırktan vs. olursak olalım hepimizin aleyhine olan bir konuda hep birlikte teki gösterip, etkili boykot yapmayı öğrenmediğimiz sürece gerek devlet gerekse de özel büyük karteller tüm milleti (dinine, siyasi görüşüne, soyuna sopuna bakmaksızın) sömürmeye devam edecekler. Toplum olarak tüketim boykotu gibi çok güçlü ve çok etkili ve bir o kadar da yasal (Çünkü hiç bir güç sizi zorla alış veriş yapmaya zorlayamayacağı gibi "Neden paranı harcamıyorsun?" diye de sorguya çekemez) gücü kullanmayı bir öğrensek inanın hiç birisi bu kadar kolay at koşturamaz. Ama sessiz ve tepkisiz bir toplum olduğumuzu çok iyi bildikleri için gelen giden iliğine kemiğine kadar sömürüyor bu milleti.
Bu arada insanlar bir siyasi partiye gönül vermiş, oy vermiş olabilirler ancak bu, o partinin eleştirilemez olması demek değildir. Kaldı ki oy verenler olarak en önce onlar oy verdikleri partiyi en çok eleştirme hakkına ve görevine sahiptir. İktidarda ya da muhalefette olsun hiç fark etmez. Oy verenler o partiyi yönetenleri her zaman denetlediklerini hissettirmelidirler yöneticilere. Aksi takdirde ülkede hiç bir konuda ileriye gidiş mümkün olmaz. İktidardaki parti de muhalefetteki partiler de her zaman seçmenlerinin nefesini enselerinde hissetmeliler ki halk için doğru siyaset üretmeye mecbur olmalılar. Yoksa siyaset uyanık şark kurnazı tiplerin rant kapısı olur. Bir kaç ay önce twitter'da bir anket açmışlardı. Soru şuydu: Bir ülkenin ileriye gitmesi için hangisi en önemlidir: 1-Mühendisler 2- Eğitimciler 3-Siyasetçiler 4-xxxx (hatırlamıyorum bu şıkkı) Pek çok kullanıcı mühendisler veya eğitimciler demiş. Gerekçeleri de malum. Ama ben ve benim gibi bakanlar SİYASETÇİLER şıkkını seçmiştik. Çünkü ülkedeki üretim politikaları da eğitim politikaları da sağlık politikaları da siyasetçiler tarafından belirlenmektedir. En canlı örneğini bugün eğitimde yaşıyoruz. Eğitimcilerimiz ne kadar iyi olursa olsun siyasetçiler tarafından yap boz haline getirilen eğitim politikamız yüzünden son derece yetersiz eğitimle hayata atılan milyonlarca genç her gün bir yerlerde karşımıza çıkıyor. Özetle siyasetçilerini doğru seçen milletler geleceğe umutla bakabilirler.
Son olarak ta BÖYLE MTV ZAMMI MI OLUR ARKADAŞ EL İNSAF YAAA ! :biggrin:

Türkiye vergi cehennemi değil, pek çok Avrupa ülkesinden toplam vergi yükü anlamında geride bile ama küçük bir nüans var; Türkiye dolaylı vergi cehennemi yani harcamadan alınan vergi konusunda bir cehennem. Gelişmiş ülkelerde gelir ve kurumlar vergisi oranları yüksektir ve çatır çatır herkesten toplanır, bizde ise oranlar biraz daha düşük olduğu halde toplanamaz bu 70-80 yıldır böyle. Gelir vergisi sadece maaşlı kesimden toplanabiliyor o da kaynakta kesildiği için. Hatta sadece kurumsal işyerlerinde çalışanlardan. Daha küçük yerler hep maaşı düşük gösterip veya sigortasız çalıştırıp bundan da kaçınıyor. Doğrudan vergiler tahsil edilemeyince mecburen harcamadan alınan vergilere sürekli daha da fazla yükletiliyor.


W204 FL 1.8 CGI Fascination

 

[pskhalil]

[MENTION=18383]muratduran< katılıyorum


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi

 

[Gudikcik]

Az buluyorum. %25 Yetersiz oldu.
%40 olmalı idi.
Geri adım atılması çok doğru değil.
Bu şekilde tüketimin önüne geçilemez.

Neyse devletimiz vatandaşın keriz yerine konulmasına dur dedi.
0,79 dan neden 0,59 lara düştü bu kredi?
Şimdi 0 faizlisi gelecek.
Çok yakında.

Vatandaşı soydu soğana çevirdi otomobil firmaları.

Bugün
20 den fazla yazılmış çekin mi var? Sallama sıkıntı yok.
Kredi kartı borcun mu var? Hiç mühim değil.
Kredi borcun mu var? Boşver gitsin
Hakkında Haciz işlemi mi var? Kredi veren ona bakmıyor bile.

Hemen bir bayiye git. MBT Finanstan kredini al ve A180d , B180d , CLA180d , GLA180d ve C200d aracına zevkle bin.
Sakın C180 yada E180 almak istiyorum deme. Ona sana kredi çıkartmazlar. Çünkü onları Almanya Kotalı veriyor.
GLC de hiç ama hiç şansını deneme bile.

 

[NEPTUN]

Mesajımı düzenlemiştim ancak düzenlemem 3 dakikayı aştığı için gönderemedim. Üstteki mesajımın düzenlenmiş hali budur. Yöneticilerden ricam onun silinip bu mesajımın kalmasıdır.

Evet haklısınız ama sonuçta benim gibi milyonlarca bordrolu çalışan için tam anlamıyla bir VERGİ CEHENNEMİ oluyor. Çünkü ücretimizden hem kaynağındayken gelir vergisi kesiliyor hem de geriye kalan ücretimizi (Net maaşı) harcarken oluk oluk parayı vergiye ödüyoruz. En basitinden otomobilimize aldığımız akaryakıt bedelinin üçte ikisi vergi ve diğer fonlara gidiyor. Küçük esnafta yine pek çok direk ve dolaylı vergi ile vergi yüküne maruz kalıyor. Bu işlerde bir şekilde daha az yüke maruz kalan büyük sermaye sahipleri oluyor. (Bakınız Mehmet Cengiz'in silinen 490 milyon TL vergi borcu) Devlet yaklaşık yarım milyar TL vergi alacğından bir çırpıda vaz geçerken benim 2004 yılında yediğim trafik cezasından vaz geçmeyip bugün benden tahsil ediyor!

Ayrıca Avrupa ülkeleri ile kıyaslarken objektif olmak gerekir. Şöyle ki; alınan vergi açısından (Gider) karşılaştırıyorsak kazanç (Gelir) açısından da karşılaştırma yapmak daha objektif olur. Örneğin Lüksemburg'da kişi başına düşen milli gelir 103.000 dolar, Norveç'te 69.000 dolar, İsviçre'de 59.000 dolar iken Türkiye'de yalan yanlış şişirilmiş hesapla bile 9 ila 10.000 dolar seviyesindedir. Hal böyleyken Türkiye'de Avrupa'dan daha düşük vergi alınıyor demek objektif bir bakış açısı değildir. Bizim de kişi başına düşen milli gelirimiz 60-70.000 dolar seviyesinde olsun biz de daha yüksek oranda vergi verelim. Satın alma gücümüz Avrupalıların dörtte, beşte biri iken verdiğimiz vergiler onların verdiklerinin yarısı oranında olsa ne fark eder? Öncelikli işimiz ülkedeki gelirin daha hakça dağıtılması olmalıdır. Bakın bugün ülkemizde 2.000-2.500 TL/Ay ücret ile mühendis çalıştırılmaktadır. Bu berbat gelir dağılımında halen vergi yükü orta sınıf denilen toplum kesimine bindirilmektedir. Çünkü orta sınıf, toplumun nüfus olarak en büyük kesimini oluşturmakta olup bu nedenle tüketimde de en önemli unsurdur. Bu sınıf gittikçe fakirleşirse tüketim de gittikçe düşecektir. Siz örneğin LCD TV ithal edip satıyorsanız yeni modelleri satacağınız milyonlar da bu orta sınıftır. Çünkü yüksek gelir seviyesinde olan bir aile de evine en fazla 3-5 tane TV satın alacaktır (Her odaya bir TV aldığını varsayalım) ama yüzbinlerce TV satın alacak, evindeki düşük çözünürlüklü eski LCD TV'sini değiştirecek olan kesim orta sınıftır. Zaten geçen sene Ali Koç "Bu sistem mevcut haliyle sürdürülebilir değil" derken bence benim bu söylediklerimi kast etti. Pazardaki alıcılarınızı fakirleştirirseniz pazarda ürünlerinizi kime satacaksınız? Bu sistem şimdiye kadar kredilerle, kredi kartlarıyla ite kaka bu güne kadar geldi. Ancak buradan öteye gitmesini, sürdürülebilir olmasını ben pek mümkün görmüyorum. Piyasa verileri de bunu gösteriyor zaten. Bankalardan sürekli olarak "38.000 TL ön onaylı 180 TL masraflı 48 ay vadeli krediniz hazır", "Kredi kartınızın limitini 5.000 TL daha arttıralım" benzeri mesajlar aramalar gelip duruyor. Neden? Çünkü bankalarda haddinden fazla para birikmiş durumda ama insanların bankadan kredi vs çekerek ödeyecek gücü (Ve geleceğe güvenle bakışı) kalmadığı için bankalar para satamaz oldular. Benzer durumu konut sektöründe de görüyoruz. Her yerde çarşaf çarşaf konut ilanları var, çok uzun vadeli, nispeten düşük faizli konut kredileri var ama satışlar hiç istenildiği seviyede değil. Kısacası ülkedeki sakat ekonomi balonu patladı patlayacak! Tabii bu patlamadan en büyük hasarı yine alt ve orta sınıf alacak ne yazık ki!

 

[efebey]

Bu bakanı biri tokatlasın hakikaten..ben bu kadar konusuna hakim olmayan, ne konuştuğunu veya yaptıgını bilmeyen adam gormedim..simdide demişki ferrari alanlar da 23 ten 29a cıkan yıllık vergiyi odesin bi zahmet diye! Yahu bu zammın mantık acıklaması bu mudur? Zam sadece o kesime mi yapılmıs da boyle aptal bir acıklama yapabiliyor!