Geçen Cuma eşim ve 4 yaşındaki oğlumla yeniden çöle gidelim dedik. Herşey güzel başladı, lastiklerimizin havasını 15 bara düşürdük ve kolay parkur sayılacak sayılacak küçük kum tepelerini aşarak deniz kenarına vardık.
Sahil bandında gezimizi tamamladıktan sonra dönüş yoluna geçince çıkış ve inişin zor olduğu bir tepeyi gözüme kestirdim. Normal hızla yavaşça çıkmak mümkün değil, başkalarının geriden hızlanarak gelip hızlı bir şekilde tepeye çıktığını görünce bende yaparım dedim. Yalnız bir sorun vardı benim aracın altı Land Cruiser lara göre oldukça alçak ve hızınızı alıp gelince, tam tırmanmamın başladığı noktada, bozulan kumlu yüzey sebebi ile kolayca altını vurabilirdim.
Ama ne önemi var Türkiye'de olsa evladınız gibi sevip gözünüz gibi sakınacağız bir aracı Katar'da katır gibi kullanmakta sakınca görmüyor insan. Hepi topu kaç paraya almışsın ki? Hadi ben ucuza aldım, Katar'ın yerlisi insanlar 400bin TL civarına sıfır aldıkları Land Cruiser ları bile katıra biner gibi kullanıyorlar. (zenginlik işte
)
Ve başladım geriden hızlanarak tepeye çıkmaya çalışmalarına, her seferinde aracın altını vurmama rağmen yaklaşık 5-6 denemeden sonra tepeye çıktım. Tabi bu arada eşime videoya çekmesini söylüyorum ama tepeye çıkınca eşim demez mi videoya çekememişim. O zaman bir daha çıkmamız lazım dedim ve başladım tekrar denemeye ve aldım dersimi.
Altını son vuruşumda sol çamurluğun içinde ki plastik parça (çamurluğun içini saran) koptu ve sanırım koparkende radyatöre giden/çıkan bir hortumu koparttı ve radyatörün bütün suyu yere boşaldı.
Kaldık mı çölün ortasında, asfalta yaklaşık 35-40 km mesafedeyim, derken yanımızda bir Land Cruiser (ya da Patrol'da olabilir nedense hatırlamıyorum) durdu, içinde oldukça genç iki Katar'lı var. kendilerine çekici ihtiyacım olduğunu, bildikleri bir numara olup olmadığını sordum. Katar geneli geçerli bir çekici çağırma uygulaması olduğunu söylediler ve çekici çağırdılar ama çekici çöle gelmediğini söyledi. Aracınızı çekebiliriz dediler ama araç nasıl çekilir fikrim yok, sizinle çıkışa kadar gelebilir miyiz dedim, tabiki dediler. Eşim ve çocuğumla onların aracına bindik, sağolsunlar oldukça ilgili davrandılar. Çöl çıkışında bekleyen çekiciler fırsatçı olup yüksek fiyat istediklerinden yarın tamirci ile gelip aracı burada yaptırmayı deneyeceğimi söyleyince, içlerinden biri şoförünün numarasını verdi ve yarın isterse şoförünün beni çölde aracımın yanına getirebileceğini söyledi. Etkilenmedim desem yalan olur, çok teşekkür ettim ve numarayı aldım. Gerçi ihtiyacım olmadı ayrı konu.
Neyse o gün asfalta varınca Uber ile taksi çağırıp ailece eve döndük, ertesi gün sabah doğruca sanayiye gittim. Aracı aldığım kişinin bakımlarını yaptırdığı ve tavsiye ettiği bir usta vardı, tam da bir gün öncesinde oraya gitmiş aracın birkaç yerini kontrol ettirmiştim. Adamda aracı tanıdı, doktorun aracı bu dedi, ondan sen mi satın aldın diye sordu. Adam doktor muydu bilmiyorum ama ismi Hamdi idi, Mısır lı biriydi dedim. Evet o dedi sonra biraz muhabbet ettik, oldukça sıcak davrandı sıkıntı olduğunda gel dedi. Kendisi de Irak'lı bu arada. Doğal olarak bende direk kendisinin yanına gittim ve durumu anlattım, önce bir çekici çağırdı tam yola çıkıyorduk çölde olduğunu anlayınca olmaz gelemem dedi ve geri döndük. İkinci bir çekici çağırdı, konumu gösterdik adama. Irak'lı usta bak bu benim kardeşim ona göre yardımcı ol dedi adamda tamam ne demek dedi ve çıktık yola. Yalnız çöle varınca anladım ki o da aracın çölün ortasında olduğunu anlamamış.
Çölün içine girdiğimiz gibi kuma saplandı bunun aracı, çölün içine doğru sertleşmiş stabilize bir yol var ama bazı kesimlerinde kumdan kaçış yok. Neyse ki başka bir araç hemen yanımıza geldi ve bizi çekti, adam senin araç nerde deyince daha çok içeride dedim. Hadi ya falan oldu ama birşeyde diyemiyor, gitmeye devam ediyor. Sonrasında ikinci ve sonrasında üçüncü kez kuma saplanınca tamam arkadaş, sağol ama senin çekicinin benim aracın yanına varması mümkün değil dedim, başa dönelim. Orada 6x6 kamyonlar var, pahalıya patlayacak ama onlardan biri ile gitmemiz lazım dedim ve döndük başa. İçlerinden biri ile anlaştım sadece çölden çıkartıyor aracı, asfalta gelince çekiciye yükleyip götürmen lazım dedi. Zaten bende çekici ile gelmişim, adama 1 saate döneriz sen beni burada bekle dedim ve kamyona binip çıktık yola.
Benim araca yaklaştıktan sonra kamyon sahibi buradan sonra zemin çok kumlu benim araç 6x6 da olsa gitmez gömülür, çevreyi dolaşan bir yol var oradan gideceğiz dedi. İyi dedim, git Allah git ama eninde sonunda çok kumlu tepelere geliyoruz ve kamyon onları aşamıyor. En son geri döndük ve olması gereken kısa yoldan gidelim dedik ama kamyon sürekli kuma saplanıyor. Kürekleri al, lastikleri temizle, kamyonun vinci var üzerinde onla kamyonu yükselt lastiklerin altını besle, tekrar yola çık, sonra tekrar gömül.
Adam bu iş olmayacak dedi, benim başka bir kamyon daha var yarın onunla geleyim, o çölde daha iyi ilerliyor. Onunla senin aracı çekerim dedi, tamam dedim ama benim araca da çok yaklaşmışız. Gel sana yerini göstereyim, yarın sabah aracı bensiz bulur çekersin dedim. 500-600 metre yürüdükten sonra gözle görülebilen çıkış yapmaya çalıştığım tepeyi gösterdim, araç işte onun altında dedim. Adam da tamam şimdi anladım senin aracın yerini, doğrudan oraya giden bir yol var, oradan gidip buluruz dedi. İyi dedim sevindim ama giderken tekrardan kuma gömüldü, hava artık karardı moralim altüst, yanımızda üçüncü bir kişi daha var o da tutturdu geceye kalırsak rezil oluruz, inat etmeyin yarına kalsın diye. İyi dedik uğraştık ettik, çıkardık kamyonu bu sırada yanımızda bir araç durdu şoför sordu adama, yolda kalmış bir mercedes gördün mü diye, adam da evet 400 metre ileride deyince şoför yine gaza geldi, bulacağız bu aracı ve bu gece götüreceğiz dedi. Gece karanlığında ışık olmayınca aracı bir türlü bulamıyoruz. Bizi görüp yardıma gelen bir araç gelin size aracın yerini göstereyim dedi ve aracı bulduk.
Bu vesile ile araç çekmeyide öğrenmiş oldum, daha önce varlığından haberi olmadığım çeki demirini yardıma gelen biri aracımda buldu ve yine varlığından haberimin olmadığı tamponda ki yerine taktı. Kontağı açıp vitesi boşa aldıktan sonra (bu arada kontak açıkken frenlerin çalıştığını da bilmiyordum) freni ve direksiyonu da kullanarak aracı çektik. Asfalta varınca beni yaklaşık 6 saat bekleyen sonra eve dönmesini söylediğim çekiciyi arayarak tekrar gelip gelemeyeceğini sordum, tabiki gelirim dedi ve aracı sanayiye tanıdığım ustanın dükkanın önüne bıraktık. Anahtarı da nereye koyduğumun fotoğrafını ustaya yollayıp sabah beni beklemeden arabayı tamire başlayabileceğini yazdım.
Bugün öğlen ustanın dükkanına gittiğimde radyatöre su gönderen pompa diye anladığım pompanın kırılmış olduğunu gördüm. Resmi aşağıda.
Usta orjinali 500 dolar civarı, çıkması ise 275 dolar dedi. İyi çıkmasını alıp takalım dedim, bu arada aracı aldığım zamandan kırık olan radyatör ızgarasının çıkmasını bulmasını istedim ama bulamadı. Orjinali çok pahalı olunca böyle kırık kullanmaya devam edeyim dedim.
Araç hasar gördüğü andan itibaren hiç çalıştırılmadı daha yarın denecek, inşallah başka bir hasar çıkmaz. Yarın göreceğiz artık. Buraya kadar yazının tamamını üşenmeden okuyan olduysa da ayrıca kendisini tebrik ederim.